Tuesday, November 30, 2010

Kartal 0 - 0 Büyük ALTAY

Bu maç hakkında çok uzun bir değerlendirme yapmıyorum, gelecek haftayla birlikte bütünleştireceğim. Maça geçelim:

İnşaat halindeki bir alışveriş merkezinin ortasına birkaç kilim serilmesiyle oluşturulan bir halı sahayı andıran Kartal İlçe Stadı'nda maç Kartal'lıların protestolarıyla başladı. Bu sayede biz de ilk düdükte 5'ten geriye sayıp bütün Kartal'ı inletebildik.

İlk yarıda Mehmet Şen'e pozisyon yarattık, baktık pek atabilecek gibi değil, ikinci yarı kendisini sol açığa aldık. Ergun sağ kanatta iyi niyetli ve nispeten etkili bir oyun sergiledi ilk yarıda. Cenk Ahmet her zamanki gibi takımın yıldızıydı. İlk yarıda ilginç bir pozisyonu ise kilitlendiğimiz dakikalarda hücuma Ufukhan'ın çıkmasıyla yaşadık. Bir anda atağa dönüştü ama sonuçsuz kaldı. Hah dedim sonunda Ufukhan'la hücum yapıyoruz.

İkinci yarıda Mehmet Şen Kartalspor'un dağılmaya başlamasıyla sol kanatta etkili oldu. Bu arada adının Evren olduğunu tribüncenek sonradan öğrendiğimiz bir simitçi sahaya girip Mehmet Şen'in ortalarına ayağıyla değmeye çalıştı. 3 pozisyonda da başarısız olduktan sonra yediği küfürleri sindiremeyip sağ bekte bir de Semih devesinden bacak arası yedi. Evren bir daha kadroya alınırsa Coşkun Hoca ile ilgili büyük şüphelerim olacak.

Defans göbeğimiz iyiydi, Murat Karakoç ortalamadaydı, takımda alarm veren tek şey golcü eksikliğiydi, ve artık Cenk Ahmet'in sağ açık oynaması gerekliliği bir hayli ortaya çıktı. Adam en azından gol atıyordu.

Neyse, maçtan çıktığımda çok sinirliydim, o sinirle direk buraya yazmak istemedim, foruma yazdım o sebeple. Fakat gidişat kötü değil. Ama gol atmamız gerekiyor malum. Gol atmadan maç kazanamıyoruz. Bu golleri Yasir ile, Evren ile, Mehmet Şen ile atamayacağımız belli oldu sanıyorum.

Dipnot: Murat Hacıoğlu'nda şut çekmekle ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. İkinci yarıda cezasahasına girdiği pozisyonda vursa gol olacaktı, onun yerine Thernand'a son derece kötü bir pas atmayı tercih etti ki attığı pas da kalecinin kucağında yumuşacık bir oyuncak ayı gibiydi.

Saturday, November 27, 2010

14. Hafta: Kartalspor - ALTAY



Maç bugün 13.30'da Kartal İlçe Stadı'nda oynanacak. Maça çıkmamızı beklediğim on bir şöyle: Cenk -- Cenk Ahmet - Ufukhan - Yiğitcan - Murat Karakoç -- Wasswa - Yasir - Murat Hacıoğlu - Ergun -- Thernand - Mehmet Şen

Maça çıkmamızı istediğim on bir şöyle: Cenk -- Özkan - Ufukhan - Yiğitcan - Murat Karakoç -- Cenk Ahmet - Wasswa - Aytaç - Hasan Uğur -- Thernand - Murat Hacıoğlu

Tabii Aytaç'ın kadroya girebileceğinden bile tam olarak emin değilim. Hoca yine Cenk Ahmet'i sağ bekte tercih edecektir diye düşünüyorum. Haberlerde de okuduğumuz kadarıyla kanatta kütük forvet oynatma anlayışına devam edecek sanırım Coşkun Hoca. Hasan Engin sağ bekte de denenebilir diye düşünüyorum.

Şunu kabul etmemiz gerekiyor: Coşkun Hoca'nın elinde oyuna müdahale edebileceği bir oyuncusu yok. Bu nedenle Mersin maçında oyuna sonradan giren isimlerden biri Mehmet Sak idi. Bu hafta Okay'ın olmaması ve Burak'ın devreyi kapatması şüphesiz bizi zorlayacak, ama en azından defansta Ufukhan'ın olması bizi rahatlatan bir etken olacak.

Fuat'ın sözleşmesiyle ilgili durum ne oldu tam emin olmasam da, fesih durumuna gelmişse bu hafta kadroya alınmayacaktır. Bu durumda savunmanın göbeğine yedek olarak tek alternatif Özkan olacağından, Özkan'ı ilk onbir sürmeyi düşüneceğini sanmıyorum. Ama Tayfun-Emrah-Evren-Mehmet Deliorman dörtlüsünden pek bir verim alamayacağını anlamış olmalı diye düşünüyorum. Nitekim Cenk Ahmet sağ açık oynayacaksa ben Emrah'ın sağ bek oynamasına da razıyım. Cenk Ahmet bu sezonun en iyi ismi ve çok formda.

Bu noktadan sonra forvet konusunda konuşmam gerekir ama pek konuşacak bir şey bulamıyorum. 3. sınıf Afrikalı forvetimiz bize istediğimiz şeyi veremedi sezon başından beri. Mehmet Şen Mersin maçında tek golümüzü kaydetmiş olsa da, Mehmet Şen'in futbolcu olduğu konusunda hâlâ şüphelerim var. 2. golü de zaten Mehmet Şen'in kabiliyetsizliği yüzünden yedik, hem de yüzde yüzlük gol pozisyonuna dönüşebilecek bir gol pozisyonundan sonra Yunus'un 0'dan attığı golle. Bence önümüzdeki maç Abdülkadir de oynayabilir, onu izlemiş oluruz.

Şunu da söylemem gerekir: Cenk Tekelioğlu iyi bir kaleci değil. Yunus'un golü gerçekten akıllara zarardı. Cenk üstüne gelen topları tutmak dışında pek bir şey yapmıyor diyebilirim. Bu konuda bana katılmayanlar olacaktır ama son 3 maçtaki pozisyonları zihinlerinde canlandırırlarsa Cenk'in kurtardığı yüzde yüzlük pozisyonların hepsinde şutun üstüne vurulduğunu göreceklerdir.

Sistem olarak oynayabileceğimiz en iyi sistemdeyiz. Orta sahada iki ya da üç pas yaptıktan sonra bindirme yapan beke topu indirip kanatları içeri kaydırıyoruz ve karambolden bir şey çıkmasını umuyoruz. Nitekim bu kadronun pek fazla da alternatifi yok. Murat Hacıoğlu en iyi pasörümüz ama onun da savunmanın arkasına çok iyi top attığı söylenemez. Kaldı ki Burak yokken o topu alıp kaleye götürüp bir şey yapabilecek oyuncumuz da oldukça sınırlı.

Önceki yazıda pas atmayı bilmediğimizi söylemiştim. Kısa paslarda pek bir sıkıntımız yok ama takımın en iyi uzun pas yapan oyuncuları Murat Hacıoğlu ve Yiğitcan. Hantal savunmalar karşısında (yine örnek Mersin maçı) oyuncularımızı zaman zaman rakip savunma arkasına sarkıtabilsek bile istediğimiz toplarla buluşturamıyoruz ve dediğim gibi Murat Hacıoğlu bile o pasları atabilecek kapasitede gibi gözükmedi geçtiğimiz haftalarda.

Durum pek iç açıcı olmasa da bu hafta için tesellimiz büyük: Kartal henüz evinde gol atabilmiş değil, 13 maçta 8 beraberlikleri var. Gol yemediğimiz sürece sıkıntı yaşamayız gibi gözüküyor. Fakat gelecek haftalarda iddiamızı sürdürmemiz için bu maç yine dönüm noktalarından biri.

Ara transfer dönemiyle ilgili ayrı bir yazı yazacak olsam da, bir parantez açıyorum buraya. Yüksel'in dönüşü takıma muhakkak çok şeyler kazandıracaktır, ama Yüksel geçen sezonki performansını bu sezon da sergileyebilecek mi, bu büyük bir soru işareti. Fuat'ın sözleşmesinin feshedilmesi ya da Fuat'ın A2'ye gönderilmesi söz konusu olduğu defansta alternatifsizliğimiz arttı. Bu defans sezon ortasında takviye edilmek zorunda, yoksa yine Yiğitcan sakatlandıktan sonra sefilleri oynarız. Savunma göbeğinde Emrah/Evren gibi çözümlerle Antep Belediye ve Denizli gibi maçlardan sağ çıkabileceğimizi sanmıyorum.

Şimdilik bu kadar, 10 saat sonra sahada görüşmek üzere.

Her zaman her yerde, en Büyük ALTAY

Sunday, November 21, 2010

Geçtiğimiz İki Maç ve Önümüzdeki Maç

Çok kısaca: Giresun maçında iki takım da kötü oynadı, şans golüyle kazandık. Penaltı penaltı değildi, penaltıdan önceki pozisyon penaltıydı ve hakem vermedi. Giresun'lular maç içerisinde fazlasıyla itirazda bulundular, bu nedenle kırmızı kart geç geldi bile diyebiliriz. Hatta Tolga Seyhan'ın atılmaması kendisi açısından büyük bir şanstı.

Mersin İdmanyurdu karşısında daha derli toplu göründük. Karşı kaleyi bayağı sarstığımızı söyleyebilirim ama Kerem İnan'ı geçemedik. Mehmet Şen'in pası gol atmamızı sağlayacakken gol yememize sebep oldu. Pas konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz, oyunu açık tarafa yönlendiremiyoruz ve defans arkasına sarkan oyuncularımızı topla buluşturamıyoruz. Cenk Ahmet yine iyiydi, Yüksel döndükten sonra sağ açıkta Cenk Ahmet Altay için ekstra işler yapacaktır diye düşünüyorum.

Kartal maçında tribünde olacağız. Benim için sezonun ilk deplasmanı. Kartal maçını almamız, devre öncesi moral verecektir. Kartal maçında olası bir puan kaybı, bay geçtiğimiz haftadan da gelecek puan eksikliğiyle moralleri aşağı çekecektir. Ben Kartal maçına bir kırılma noktası gözüyle bakıyorum. Kartal'dan mutlak 3 puanla dönüp devreden önce mutlaka 2 maçlık bir galibiyet serisi yapmalıyız.

Bundan sonra mağlubiyete tahammülümüz yok, en kötü ihtimal beraberlik kabul edilebilir, o da Kartal karşısında kabul edilemez.

"Umudun Adı Sensin"

Thursday, November 11, 2010

Tekrar Yayındayım

Uzun zaman oldu ama işleri yoluna koymamla beraber tekrar yazmaya başlıyorum.

Önümüzdeki Giresun maçından sonra son performans ve gelişmelerle karşınızdayız bakalım.

Sunday, August 1, 2010

altay 2010-2011 transferleri

elalem yapar da biz yapamayız mı arkadaş.. işte büyük altay'ın 2010 2011 sezonu transferleri.


GELENLER:
Selçuk Hızarcı (Ispartaspor),

Cenk Tekelioğlu (Bucaspor), altay'ın kaleci derdine bir son vereceğini umduğumuz kaleci.. bucaspor kümeleri bir bir atlarken kalede bu duruyordu. şahsen ben gökhan'ın geri gelmesini isterdim ama cenk de süper transfer.

Hasan Engin Ekler (Konya Şekerspor),

Tayfun Seven (Kartalspor), bilmeyenler için şu entry'e uzanalım: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=19620970

Emrah Umut (Sarıyer), karşıyakadan, galatasaray'a geçmiş orada yarım sezon oynadıktan sonra gerisin geriye gelmiş 82'li bir sağ bek.. gelecegin yildizi diye tasvir ediliyordu zamanında.. umarım akıllanmıştır ve altay'ın son fırsatı olduğunu kavrar..

Wasswa (Karabükspor) altay'ın en çok ihtiyacı olan bölgeye, orta sahaya en süper transfer..
`Parfait Mandanda`. kaleciymiş bu arkadaş. 3 hafta izlenmiş. garip bir transfer. cenk varken forma bulacağını sanmıyorum. sınırlı yabancı hakkın var niye kaleciye harcıyorsun ki? muhakkak bedava veya kelepirdir.. kendisinin fransa u21 ve demokratik kongo milli takimi tecrübeleri var. henüz 20 yaşında (gerçi 3 koyuyoruz zenci oyunculara) muhtemelen reserv ligde geçirecektir bu sezonu..

GİDENLER:
Musa Cağıran (Galatasaray), (altay için büyük bir kayıptır)

Tiago (Kontratı Bitti), Kontratı bitince karşıyaka gizliden türkiyeye getirdi ve masaya oturttu. son sezonda 2-3 maçta fevri patlamalar dışında hiç bir halt yapamadı. adanaspor maçında gördüğü kırmızı kart sanırım dönüm noktası oldu. eğer konyaspor maçında oynasaydı, ve iyi de oynasaydı (ki tvlere oynuyor) bugun karşıyaka yerine daha büyük bir klupteydi.

Onur Nasuhoğulları (Giresunspor), (yiğitcanla birlikte iyiydiler aslında)

Şehmuz Özer (Mersin İdman Yurdu) (poziyonlara poposu yarım dakika sonra girdi son sezonda)

Teknik Direktor: Ercan Ertemçöz (pek umutlu değilim. umarım fuat yaman'ı aratmaz.. ama oyuncu seçimleri konusunda şu anda pek başarılı)

Tuesday, May 25, 2010

Elde Var Hüzün...

Malum günün malum akşamüstü. Okula gelen servis bana inat, tıngır mıngır aşıyor belediye çukurlarını. Bir an önce yemek yiyip, dandik bir internet bağlantısıyla izlemek istiyorum maçı, Justin.Tv'yi f5'leye f5'leye. Yemeğimi masaya koyuşumla, ekranın altından kayan yazıyı okumam bir oluyor: "Noyaaaan gol lan gooooool, atmışız lan bir sıfır lan bir sıfır." Soluk borumdan mideme uzanan yol, ntvspor'un Altay 1 - 0 Konyaspor yazısının devinmesinden çok daha uzunmuş gibi geliyor bana, her turda tekrar bakıyorum 1'in inancı ve 0'ın karanlığına.

Maçı izlemeye başlamam 30'lu dakikalara tekabül ediyor. Sevinçten çıldıracak gibi oluyorum, tutamıyorum içimdeki "altay gol gol gol"leri, justin'in hain chat kanalına yazıyorum başıma gelecekleri bilmeden. İlk yarı biterken tüm ateizmimle dua ediyorum, "Allah'ım nolur bu sene olsun artık". Sonrasında ikinci yarı birden bire başlıyor, her şey silikleşmeye başlıyor artık. Ben sporx'in ekranından kimlerin girip kimlerin çıktığını göremeden Kurtar bizi batıran ilk hamleyi yapıyor, Musa Sinan'la Onur'u değiştirerek 1-0'a yatmaya çalışıyor. Ardından buz kesen sessizlik ve Bornova'lı Ramazan, dedemin "hadi olum Ramazan en iyi sensin şu takımda" dediği Ramazan, üstüste iki kere nefesimizi kesiyor ve soluksuz bırakıyor bizi. Altay Alsancak'ın deli fişeği, bu sefer Konya Ovasından buğday tanelerini götümüze sokuyor.

Son dakikadaki çabalar boş, karambolden cesur yürek Yiğitcan golü atsa bile fark etmiyor, Ercan Soner'in yerine geçtiği kaleden çıkarak son dakika golü atmaya gelse bile yetmiyor Altay'ıma. Yedinci senenin beşinci play-off'unun üçüncü finalini de böyle veriyoruz kara toprağa. Geride kalan ise, Halkalı'dan gelen bir avuç hüzün...

Ağlayamadım 23'ü gecesi, Sakarya'ya 4-1 yenildiğimiz finalden sonra, ağlamadım Altay'ıma. Futbol sadece futbol değil klişesi vardır ya, evet, futbol sadece futbol değildir.

Artık ne play-off, ne Göztepe'nin TFF 2. Ligi. Ağlayacağım tek yer kaldı, mezar taşının üstündeki Altay amblemi...

BÜYÜK ALTAY,
Azwraith.

Thursday, May 20, 2010

Süper Lig'e Yolcu Kalmasın!

LYS yoğunluğundan dolayı blog'a yazamayacağımı önceki yazılardan birinde belirtmiş olmam lazım. Ancak seneye bu blog çok daha güzel, çok daha takipçisi olan bir site haline gelecek.

17'sinde başlayan Play-Off macerasının tek bir saniyesini bile kaçırmıyorum tabii ki. Sadece yazamıyorum. İşte iki maçtan notlar:

Karşıyaka Maçı:
Ercan'ın önlibero oynamasından tutup Mehmet Budak'ın sol bek olmasına kadar birçok yanlışlık kadro eksikliğinden göze çarpıyordu. Nitekim Yiğitcan-Musa Sinan ikilisi bu maçta en çok göze batanlardı. Musa Sinan'ın karşı karşıya kaldığı pozisyonda gol olsaydı, Altay rahat bir Play-Off geçirebilirdi. Olmadı, Adana maçına bıraktık umutları. İki taraf da zevk vermedi, "Lan yine mi seneye kaldı?" sorularını sormaya başladık.

Konya Maçı:
Maça iyi başladık, karşılıklı ataklar bulduk. Musa Sinan önceki maçın en iyisi olmasına rağmen tutuk başladı, kanatlarda istediğimiz kadar etkili olamadık. Ercan ve Musa Çağıran gözüme batan ve gerçekten çok çalışan isimlerdi. İlk golün gelmesiyle, hem de Burak'tan gelmesiyle havaya girdik. Molina'nın kaçırdığı pozisyondan sonra bol bol küfrettik. Yediğimiz golden sonra yüreğimiz ağzımıza geldi, ki gol tamamen Tiago'nun hatasıydı. Tiago frikikten kendini affettirince, Konya'yla oynayacağımız final nitelikli maça konsantre olmaya başladık.

Ligin son maçında Konya'yı 4-1 yenmiştik.

Konya maçında bize destek veren tüm Kartal'lı ve Giresun'lu dostlara selamlar. Pazar günü hakkımız olanı almaya gidiyoruz, Süper Lig'e gidiyoruz!

BÜYÜK ALTAY,
Azwraith.

Monday, May 10, 2010

Şampiyon olana kadar, oynayın sonuna kadar!

Zafer Biryol'un yükselene performansıyla, yiğit'in muhtemel dönüşüyle, ve takımın başına geçen güvenç kurtar ile altay'ın süperlig'e çıkacağını umuyorum.. Hatta kısmetse görmeye gidiyorum.. Hadi bakalım, gelsin o gece..

Sunday, May 2, 2010

Altay playoff'da

Bugun konya'nın giresun'u harcaması ile altay playofflarda.. umudumuz var mı çok? benim pek yok. ama futbolun dünü değil bugunu vardir.. bu sene gelsin o gece yahu!

Wednesday, April 21, 2010

GAB - Altay : 0-0

Yazmaya bile üşendim. Skor yeterince ifade etmiyor mu duygularımı?

Sunday, April 18, 2010

G. Antep Belediye - BÜYÜK ALTAY


Özür dileyen Kılıç Arslan, sakatlanan Ali'nin yerine kadroda. Yiğitcan'ın kadroya alınması gündemde. Musa Sinan'ın ilk 11 oynaması bekliyor. Şehmus, Abdülkadir ve Cenk Ahmet sakat yamulmuyorsam. Zagor'un cezası da devam ediyor. Zagor'un açıklamasına göre son 4 maçtan en az 5 puan almalıymışız.

Bana Konya'yı yensek yeter, Play-off'a özgüvenli gidebilelim de...

Maç 14.30'da başlıyor, hakem Mete Kalkavan.

BÜYÜK ALTAY,
Azwraith.

Monday, April 12, 2010

Antep Belediye Mecburiyeti

Buca maçının medyadan kalan izlenimleri bende şu yönde:

Musa Sinan çok çalışmış, Soner iyi oynamış ve son dönemin (yani Adana maçından beri yaşadığımız büyük depresyonun) en iyi maçlarından birini çıkarmışız gibi gözüküyor. Buca'lı Onur'a göre Buca daha kötü oynamış ve Buca 1 puana sevinmiş.

Eh, 1 hafta önce Giresun'dan 4 yememizin üstüne Atatürk uğurlu gelmiş olsa gerek, en azından 1 puan aldık. Maçın nasılını niçinini konuşmanın da fazla önemi yok gibi. Sadece otobüs taşlama olayı bize yakışmamış, bunu yapan zaten Altay'lı olamaz, olmamalı.

Bundan sonra tüm konsantrasyonumuz bütün maçlarımızı kazanmak üstüne olmalı. Play-Off'a moralle gidip, bu sene lig usulü yapılacak elemeyi birinci olarak bitirmeliyiz. Bu yolda da Gaziantep Belediyespor maçı kafamızı çarpacağımız bir taş olmamalı. Şimdilik Zagor dışında önemli bir eksiğimiz olmayacak gibi gözüküyor.


Son nefesine kadar, 7 yıllık özlemi bitirmek için hadi BÜYÜK ALTAY.

(not: Blog'da mütemadiyen düzenlemeler yapıyorum, öneriler için comment atın)

Sunday, April 11, 2010

Buca Maçı

Maçı izleme fırsatım olmadı, Musa ve Onur'un karşılıklı golleriyle 1-1 bitmiş sanırım. Bu arada Lescon'la alakalı bir haciz işlemi başlatılmış, ortalık kaynamaya başlamış. Detaylar yakında...

Saturday, April 10, 2010

Kılıç()a(r)slan

"Asıl çileyi Türkiye’nin dört bir yanına binlerce km yol tepip günler boyu rezillik çeken, ama takımını sevmekten ve destek vermekten asla vazgeçmeyen taraftarlar çekmektedir. Uçaklarla değil eski tip otobüslerle Türkiye’nin bir ucuna gidip lüks otellerde değil otobüs koltuklarında uyuyan, aç ve parasız halde o tribünde yine takımı için 90 dakika gırtlağını yırtan taraftarları asılsız iddialarla itham etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Biz bu takımın yıllardır sevdalısıyız. Ne başkanlar, teknik direktörler, futbolcular geldi gitti ama biz hala buradayız. Sezon başından beri kendisini seven, her maçtan önce ve maçtan sonra kendisini tribüne çağıran taraftara 1 kez olsun gitmemiş, kendisini taraftardan soyutlamış bir futbolcunun bunları söylemeye hakkı yoktur. Taraftarlarımız sezon başından bu yana tüm tepkilerini en medeni şekilde vermiştir. Ne tesis basılmıştır, ne de takıma baskı yapılmıştır. Tribünden edilen küfürleri asla onaylamıyoruz. Kimsenin kimseye küfür etmeye hakkı yok. Edilen küfürler de birkaç kişinin münferit eylemleridir, tüm Altay tribünlerini bağlayacak bir eylem değildir. Kaldı ki hoş olmamasına rağmen küfür edilmesi Türkiye’nin her yerinde yaşanan bir durumdur. Pek çok kulüp değiştirmiş bir futbolcu olarak Kılıçarslan bunu gayet iyi bilir. Ancak isterse Dünyanın en iyisi olsun, hiçbir futbolcunun kendini tribünden, taraftardan büyük görme hakkı ve lüksü yoktur. Tüm Türkiye bilir ki Altay büyük bir kulüptür ve büyük olmayan futbolcuların üstüne o forma bol gelir".

Altay 1914 Taraftarlar Derneği Başkanı Semih Çalışır

PFDK Kararları

Giresunspor maçı sonrası alınan kararlara göre;

7.500 TL para cezası,
Zafer Bilgetay'a 3 maç men cezası,
Şehmus'a da 1 maç müsabakadan men cezası verildi.

Teşekkürler Mahmut Özgener.

Dipnot: Ayrıca, Kılıçarslan da takımdan ayrıldı. Çok önemli bir haber olmadığı için ayrı bir yazı yazmıyorum. Semih Çalışır'ın cevabının da blog'a eklenmesi yeterince güzel olacaktır bence.

BÜYÜK ALTAY - Bucaspor

BÜYÜK ALTAY - Bucaspor.

11 Nisan 2010, Pazar, İzmir Atatürk Stadı, 14.30.

Hakem Abdullah Yılmaz.

Altay'lılar Kapalı Tribünde yer alacak, biletler 10 TL.

Monday, April 5, 2010

Giresunspor Ardından...

Az önce Maçkolik'te gördüğüm kadarıyla Şehmus maç sonrası kırmızı kart görmüş. D-Spor'da Gençer'in kırmızı yediğini görmüştüm ama Şehmus?

(haftaya büyük eksik, evet)

ekleme: Burak Çalık da kırmızı kart görerek cezalı duruma düşmüş. Aferin size.

altay: 0 giresunspor:3 (ben bu kadarını izledim)


maçın daha başında özkan'ın şutunu giresunlular çizgiden çıkartırken ne ilk sigaralar içilmiş, ne de çiğdem paketleri açılmıştı. muhteşem bir izmir baharı gecesini daha 2. dakikada renklendirecek gol, kalleş bir cizgiden çıkartılmıştı.. böyle durumlarda insan çizgilerin daha esnek, daha orta sahaya doğru olmasını arzuluyor.. disney çizgi filmlerinde cisimlerin hareket etmesi gibi cizgi de hareket etmeli "naber arslanım golu engelledim sandın ama içerden çıkardın" diye nanik yaparken giresunluya, biz çoktan sevinirdik..

altay saldırıyor, ama giresun da kontradan çıkıyordu.. özkan sert ortalar çakıyor, mehmet orta sahada topu ezmiyor ama şehmus yırtıcı forvetlik göstermediğinden altay golü koklayamiyordu.. sonra sahadaki kırmızılının şovu başladı.. 35. dakika gibi zagor'u tribune gönderen, sonrasinda sıçar pozisyonda kalıp "ofsayt vereyim mi vermeyeyim mi" diye bakınan yan hakem daha kararını vermemişken golu veren bir hüseyin göçek gördük..

devre arasında "sevdim seni bir kere siksinler değişemem" diyecek olan taraftar stadının tribunlerinin altındaki duvarlara işerken yine de bir yandan "60 a kadar kaktırsak bir tane, alırız 3 puani" diye düşünüyordu. amma velakin kılıç arslan'ın dünyanın en leo franco gollerini yiyeceğini kim bilebilirdi ki?

kurtarayım diye yere yattığı topları iki hamlede kurtarmasını beklerken, orada biten giresunlu oyuncular topu ağlara gönderdi ve durumu 50. dakikada 3-0 a getirdiler..

özellikle tribunler artistik hareketlerinden dolayı levent eriş'e giydirirken, altay'ın gol atmaya niyeti falan yoktu. mehmet budak hala defansi geride tutuyor, ne burak ne şehmuz hakemle uğraşmaktan golu düşünemiyordu..

işte bu ahval ve şerait içinde 3 tanesi 1 lira olan lahmacunların kokusu arasinda, izmir gecesine karıştık.. karnımızda yenilen 1 kilo çiğdem'in mutluluğu, aklımızda mağlubiyet varken.. hiç bir şeye üzülmüyorum da, büyük dersanenin orada her malubiyetten sonra "gelen çakıyor giden çakıyor altay'a" diyen taksiciyi tenhada kıstırıp dövemediğime üzülüyorum..

BÜYÜK ALTAY 1-4 Giresunspor

Sanırım hayatımda iki ya da üçüncü kere "hay izlemez olaydım şu maçı" dedim. Dakika dakikasına not tuttuğum, kahırlardan kahırlara girdiğim, Kılıçarslan'a sayısız şekilde ve inanılmaz bir yaratıcılık seviyesinde küfürler ettiğim bir maç oldu. Kişisel değerlendirmemden önce maçın özetini vermeyi tercih ediyorum. Tribünlerde yaklaşık 2500 biletli seyirci var(mış)dı. Altay'ımız ilk yarıda duvar tarafına hücum etti.

5' - Sağ kanattan açılan ortada kaleci Ramazan topu yumrukladı, Mehmet Sak'ın sert vuruşunu Ramazan kornere çeldi.

14' - Musa Çağıran'ın uzaktan vuruşu "lan yoksa" dedirtmesine rağmen yandan dışarı gitti.

19' - Bu dakika civarlarında top köfte ekmek standı civarlarında Giresun'lu oyuncular tarafından saklandı. Özkan kola alınca top ortaya çıktı.

24' - Ortasaha mücadelesi devam ederken tribünlerde Simsiyah-Bembeyaz. Bu sırada alkollü bir abi Şehmus'a küfreder gibi oldu ama ne dediğini televizyondan gelen sesten anlayamadım.

26' - Ortasaha çizgisinin Altay hücumunun sağ tarafında Özgür Bayar Tiago'nun bacağını 200 gram kıyma yaptırıp eve götürmeye kalktı, sarı kart gördü.

27' - Foreshadowing yaparcasına Mesut'un ortasına Şehmus gelişine vurdu, topu gar tarafına gönderdi. Bu dakikalarda Altay duvara şut çalışmaya başladı.

32' - Kılıçarslan "bende bugün bi mallık var" dercesine kalesini terk ederek ne topa ne de adama müdahale edebilme başarısını gösterdi. Özkan tehlikeyi uzaklaştırdı.

34' - Sefa Aksoy'un yerde kaldığı pozisyonda doğum ekipleri sahaya girdi (Alsancak Çocuk Hastanesi?)

36' - Musa Çağıran "ben Gassarayda da çok güsel itiraz etçem, Hasan ağbey ühü" diyerek itiraz etti ve sarı kartını gördü.

37' - 4. Hakemin uyarısıyla Zagor tribüne gönderildi. İşte her şey bu noktadan sonra başladı.

40' - Muz orta bile diyemeyeceğim bir orta Altay ceza sahasına indi, 2 kere sekti ve Ramazan Sak'ın kafasına çarptı. Kılıçarslan'ın tren görmüş bakışları arasında top ağlara gitti, hakem golü vermek için 3 hakemle bir konferans topladı. Sonrasında verdikleri sempozyum yarım saat sürdü, ve maça devam edildi. 0-1.

44' - Tiago ortaladı, Musa vurdu ama Musa bile nereye vurduğunu anlamadı.

45' - Hakem "ehi ehi sempozyum biras usun sürdü" diyerek +6'yı gösterdi.

47' - Ceza sahasındaki itişmede Özkan ve Pedriel sarı kart gördü (Kız meselesi)

48' - Mehmet Sak Volkan'a faul yapmayı başaramadığı için sarı kart gördü.

51' - Fırat topla yaşadığı aşk nedeniyle sarı kart gördü.

- İkinci Yarı -

45' - Zagor Cenk Ahmet - Burak Çalık değişikliğiyle ikinci yarıya başladı.

53' - Kılıçarslan çay içerken şut geldi, çayı devrilen Kılıçarslan topu tutamadı, Gençer tamamladı, 0-2.

54' - Şehmus bir şeylere itiraz etti, sarı kartı gördü, rahatladı.

56' - Kılıçarslan piknik hazırlıklarına başlamışken bir şut daha geldi, sepetten seken top Fabiano'nun önünde kaldı. 0-3.

58' - Sahada ne iş yaptığı belli olmayan Molina, maçın kurtarıcısı (?) Musa Sinan'la değişti. Bu dakikadan sonra Ramazan Sak'ın doktorculuk oynaması dışında pek bir aksiyon yaşanmadı.

65' - Kaleci Ramazan i*nelik yapmaya başladı. Hakem kronometresini durdurdu.

70' - Pedriel - Evren Avşar değişikliği (şaka maka Evren oyuna girdikten sonra naptı çok takip edemedim ama siloların oraya çay içmeye gitmiş sanırım)

70' - Tiago'nun kullandığı frikikte arkada bomboş kalan Musa Sinan, göbeğiyle yaptığı vuruşta 7 metrelik kalenin herhangi bir noktasını bulamadı.

72' - Mehmet Sak - Sabi Sübyan değişikliği (Okay Yokuşlu).

73' - Tribünde Tiago sesleri...

74' - Kılıçarslan'ın vuruşunda top Giresun semalarında kaldı, Fabiano "aman daha atmayalım döğmesinler çıkışta" diyerekten dışarı yolladı.

81' - Gençer - Ali değişikliği.

82' - Fabiano sağ çaprazdan tehlikeli geldi, ama sadece gelmekle kaldı (çok şükür).

83' - Sol kanattan Mesut ortaladı, Şehmus vücudunu yerde bırakıp kafayı vurdu ve 3'ün 1'i oldu. 1-3.

85' - Giresun zevk sigarası için tehlikeli geldi, ikiye bir pozisyonda Fabiano ofsaytta kaldı.

86' - Kimin açtığı bilinmeyen bir ortada karambol oldu, Burak Çalak vurdu savunmada kaldı.

87' - Musa Sinan topu Liman'a gönderdi. Sonrasında Volkan yerini Şenol'a bıraktı.

90' - Hakem geçen yarı +5 verdiğini hatırlayarak 1 ekledi ve +6 verdi.

91' - Tiago Erciyes maçında attığı golü hatırlayaraktan vurdu, Ramazan Giresun evcil vaşağına dönüşerek çıkardı.

95' - Kulübedeki Gençer yan hakemin bacısına laf atınca kırmızı kart gördü. Kartı görünce dellendi, torro torroya rağmen sakinleştirilemedi. Tribüne el kol yaptı.

96' - Bülent Bölükbaşı'nın ortaya çevirdiği topu Şenol tamamladı, 1-4 oldu.

Sonuç olarak, Bülent Bölükbaşı'nın 4 asistle adeta bir Valery Karpin'e dönüştüğü, Şehmus'un yine bala göte bir gol attığı, ve Alsancak'ın "yine play-off'ta boruyu alacaz" nidalarıyla hüzne boğulduğu bir maçtı. Yine de, Altay ortasaha mücadelesi anlamında ilk yarıda büyük bir direnç gösterdi. Cenk Ahmet istekli fakat vasat bir futbol ortaya koydu. Tiago ve Mesut, Altay'ın en iyi ikisiydi. Mehmet Sak, "artık cincon beni de transfer etsin nolur" dercesine bir futbol oynadı ve Musa'yla arasını pekiştirdi.

Ruhsuz bir maç, vasat Giresun'a bile 4 gol imkanı verdi ve ilk iki defterini Altay için kapattı. Bu takım play-off'a gitse bile bir cacık olmaz.

BÜYÜK ALTAY,
Azwraith.

Samsunspor 0 - 1 BÜYÜK ALTAY

Giresunspor maçını izledikten sonra yazıyorum bu giriyi. Maalesef maçı izleme şansım olmadı, sadece yorum okudum ve azuth'un bir şeyler yazmasını umut ediyordum, fakat bomboş kalmaması için bu postu buraya bırakıyorum. Şehmus'un golüyle Samsun'u geçtik, ve yine ortada iyi bir futbol yoktu.

Yine de,
BÜYÜK ALTAY!

Azwraith.

Friday, March 26, 2010

Altay Siteleri

Altayımızın fazla sitesi olmadığını biliyoruz, keza internet ortamında son derece örgütlü olduğu söylenemez. Fakat yine de sürekli olarak takip edilebilecek birkaç site var; ilk site Ekşi Altay olmak şartıyla.


http://www.yukselkisenkararsinay.org
Maç öncesi-maç sonrası ile ilgili haberleri bulabileceğiniz, üye olup yorum yapabileceğiniz bir site. İçerik olarak geliştiği söylenemese de sürekli olarak güncelleniyor.


http://www.buyukaltay.org
Yüksel Ki Sen Kararsın Ay'a göre daha amatör bir site. Fazla fonksiyonel olduğu söylenemez.

http://www.altay1914td.org
Yeni açılmış taraftar derneği sitesi. İçerisinde henüz fazla bir şey yok.

http://www.altay.org.tr
Unutmanın mümkün olmadığı resmi site.

Bu dört site -en azından benim için- kullanılabilir ve faydalanılabilir siteler. Takip etmekte yarar var.


O bi Altaylı - Altay - Karabükspor Maç Öncesi
Yükleyen BuyukAltayOrg. - Daha fazla spor videosu.

Samsunspor maçı "Seyircisiz"

pfdk kararlarında diyor ki:

"SAMSUNSPOR Kulübünün, 21.03.2010 tarihinde oynanan GİRESUNSPOR - SAMSUNSPOR Bank Asya 1. Lig futbol müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 1 RESMİ MÜSABAKAYI KENDİ SAHASINDA SEYİRCİSİZ OYNAMA CEZASI ile cezalandırılmasına, "

bunun anlamı altayımız hafta sonunda taraftarı olmayan bir samsunspor'a karşı oynayacak.. umarım yenip 2 maçlık puan alamama serisini bitirir bucaspor'un da puan kaybetmesi ile tekrar potaya gireriz..

Monday, March 22, 2010

BÜYÜK ALTAY 0-1 Adanaspor

Maçı izleyemedim, YSKA'dan yorumlara bakabildim ancak. Tribündeki ayrım hala devam ediyor, Zagor'a karşı birkaç çatlak ses var. Kimisi Molina'yı övüyor, kimisi bu adam bu takımda ne iş yapar diyor. Ercan ve Mehmet Budak genel olarak beğenilmemiş, Tiago maçın adamı gibi gösterilmiş. Maçı izlemeden maçta ne olduğunu anlamak gerçekten zor; ancak biz evimizde Adana'yı yenemiyorsak Play-off'a gitsek ne olur?

Olumlu bakış açısı:
Altay bundan sonraki maçlarının hepsini kazanır, ya da maksimum 2 puan kaybı yaparak ligi kapatır ve ikinci olarak doğrudan Süper Lig'e gider.

Orta halli bakış açısı:
Altay bundan sonra Buca, Konya ve Giresun maçları + bir rasgele maçta puan kaybı yapar ve ilk altının içerisinde Play-Off'a gider. Play-Off'ta en az final oynar.

Olumsuz bakış açısı:
Altay bu fikstürden 8-10 puan çıkarır, Play-off'a gidemez, gitse bile ilk maçta elenir.

Fikstürümüz şu şekilde:

Samsun (D)
Giresun
Buca
G.Antep Belediye (D)
Erciyes
Dardanel (D)
Konya

Samsun'u sezon içinde ve kupada iki kere yendik. Özellikle kupa maçında nefes aldırmadık. Samsun bu sezon  11. sırada yer alıyor ve ligin amaçsız takımlarından. Giresun Bolu'nun hemen altında ve ciddi bir play-off iddiası var. Kolay bir maç olmayacaktır diye düşünüyorum. Evimizde Buca mutlak kazanmamız gereken ve kaybettiğimiz anda her şeyin biteceği bir maç, ama Buca geçen hafta Karabük karşısında iyi direndi. G. Antep Belediye küçük de olsa Play-Off umuduna sahip ve dişli bir takım. Erciyes tehlike bölgesi denilebilecek bir yerde ve güçlü bir kadroya sahip değil. Buna rağmen ilk yarıdaki maçta kolay lokma değillerdi. Dardanel şu anda 16. sırada ve belki de Altayımız için bu fikstürün en kolay maçı. Konya ise son haftalarda çok kan kaybetmesine rağmen toparlanabilir. Ligin ilk yarısında 2-0 mağlup olmuştuk.

Üç farklı bakış açısından herkes istediğini seçebilir. Benim gördüğüm ise son derece umutsuz bir tablo. Son maça kadar değil son nefesime kadar destekleyecek olsam bile, Play-Off hattında bitirmemiz bile şu an çok iyi olur diye düşünüyorum. Fakat olur da patlama yaşar, Buca, Giresun ve Konya maçlarından 9 puan toplarsak, Buca'nın bir ekstra mağlubiyeti ve bir beraberliği bizi ilk ikiye sokmaya yetecektir. (Tabii bu durumda Adana'nın da bir mağlubiyet alması gerekiyor)

İlk iki için imkansızları oynamasak bile artık çok zor. Öncelikle Play-Off sıralaması içerisinde kalmayı başarmamız gerekiyor. Yani bizi kalp krizi dolu bir Ankara macerası daha bekliyor...

BÜYÜK ALTAY
Azwraith.

Saturday, March 20, 2010

BÜYÜK ALTAY - Adanaspor AŞ

Bucaspor 1-2 Kardemir Karabükspor.


İlk satır bizim için yeterince fazlasını söylüyor.


Maç kadrosuyla ilgili çok spekülasyon var, A2 maçında kırmızı kart gören İsa ve sakatlıkları süren Abdülkadir ve Yiğitcan'ın kadroda yer alamayacakları kesin gibi. Kaptan Onur'un ve Burak Çalık'ın durumu hakkında net bir bilgi yok.


13.30
Altay Alsancak Stadyumu


Açık 5, Kapalı 10, 11.30'da Altay Taraftarlar Derneği Gündoğdu'dan hareket edecek.


Haydi BÜYÜK ALTAY!
Azwraith

Wednesday, March 17, 2010

Altay Tribünü ve Haberler

Tribünde hala bir huzursuzluk var. Kimi devrede Okan Koç, Levent Kartop giderken sesini yükseltmeye çalıştı, kimi 8 Trilyonluk bütçeyi ne yaptığı bilinmeyen Konuşmaz'a, kimi Feyyaz'ın hayaletine, kimi de Fuat Yaman'a. Tribünde fikirsel olarak bir ayrılık var, bir bütünlük yok. Kocaeli maçının sonunda doğrudan çıkış tüneline yönelen Şehmus'a küfredenlerin, çakmak atanların tribününde sonraki maç Şehmus'la barışabilenler var.


Dağınık tribün yapısı oyuncuları ne kadar etkiler bilemesem de, maça gelecekleri ve şehrin atmosferini etkisi altına almış bulunmakta. Hala evimizdeki maçlar için ciddi bir kalabalık oluşturamıyoruz.


Tribün hakkında daha detaylı bir yazıyı umarım gelecek haftalarda maça gittikten sonra yazacağım.


---


Burak Çalık iyileşti ve Adana maçında oynaması muhtemel. Altay'ımız Adana maçı hazırlıklarını sürdürüyor. Yiğitcan'ın da Nisan başında takıma katılması bekleniyor. Defansımızın bel kemiği düz koşulara başlamış. Yiğitcan'ın dönüşü şüphesiz defans hattında birçok şeyi değiştirecektir, en azından Mehmet Budak defansın göbeğinde oynayıp kendi kalesine gol atınca kahırdan ölmez.


Adana maçı ile ilgili başka bir haber ise formsuz kral Zafer Biryol'un kadroya alınıp alınmama durumu. Zagor bu maçta Zafer'den faydalanabileceğini söylerken, sezon başından takıma ne kattığı belli olmayan Zafer'in ne yapacağını kestirmek gerçekten güç. Bunun yanı sıra Abdülkadir de düz koşulara başlamış olduğu biliniyor, fakat onun da takımla antrenmanlara katılmak için süreye ihtiyacı olduğu söyleniyor.


Zaten işimiz Abdülkadir'e kaldıysa...
Azwraith.

Sunday, March 14, 2010

Boluspor Maçı ve Önümüzdeki Haftaların Getirecekleri

Altay'ımızın Bolu karşısında aldığı mağlubiyete süpriz diyemem. Kocaeli maçında neredeyse düşmeyi garantilemiş bir takım karşısında lig üçüncüsü olarak can çekişen, galibiyet golünü rakip 9 kişi kalınca 1994 doğumlu oyuncusuyla bulan, skor 2-3'e geldikten sonra taraftar tepkisinden midir, Zagor'un taktiğinden midir bilinmeyen bir şekilde kendi sahasına kapanan ve az kalsın 90 + 4'te gol yiyen bir Altay izlemiştik. Hacettepe maçını izleme şansım olmamasına rağmen görüntüsel olarak şık olmayan bir futbolun yanı sıra, yine düşmenin en büyük adaylarından biri karşısında 2-0 galip gelmiştik. Bu nedenle Bolu karşısında alınacak bir yenilgi süpriz değildi, nitekim de süpriz olmadı. Buna rağmen haftanın sonuçları şu şekildeydi:

Karşıyaka: 0 - Kartalspor: 1
KDÇ Karabük: 1 - Orduspor: 1
Adana A.Ş.: 0 - Giresunspor: 1
Mersin İd. Y.: 3 - Konyaspor: 1

Altay'ın altında olan bütün takımların (Bolu hariç) puan kaybetmesi, ilk 6'dan düşme tehlikesinin gündeme gelmesini engellerken, ilk 2 umutlarının da devam etmesini sağladı. Tabii ki, ilk 2 için Samsun - Buca maçının da Buca aleyhine sonuçlanması gerekiyor. Eğer Buca puan kaybı yaparsa, gelecek hafta evinde Adana ile oynayacak Altay'ımız kazanması halinde büyük avantaj yakalayacak; zira Buca evinde Karabük ile karşılaşıyor olacak ve Buca için bir puan kaybı daha olası. Gelecek haftalarda da bütün önemli rakiplerimizle içeride oynayacak olmamız, ilk 2 için sahip olduğumuz en büyük avantaj.

Bu nedenle Bolu mağlubiyeti bizim için fazla bir şey ifade etmiyor. En azından 1 puan almamız gereken bir deplasman olmasına rağmen, bu mağlubiyetle Bolu ilk 6 potasına yaklaştı ve altımızdaki takımların üstünde baskı kurmaya başladı. Bu da olumlu bir gelişme olarak kabul edilebilir.

Gelecek hafta oynayacağımız Adanaspor maçında tribünlerin dolu olması, vasat kadromuzu ateşleyebilecek tek şeydir bence. Oynadığımız futbol ortada, kadromuz ortada. Zafer Hoca elindeki malzemeyi en iyi şekilde kullanmaya çalışıyor ve bu noktadan sonra yönetime veya Zafer Hoca'ya veya oyunculara yapılacak eleştirilerin gereksiz olduğunu düşünüyorum.

Artık Buca'nın puan kayıplarını kollarken kendi maçlarımızın hepsini kazanmaya bakacağız.

BÜYÜK ALTAY
Azwraith.

Friday, March 12, 2010

Ekşi Altay'ın Kuruluşu

Tarih 12 Mart 2010.


İçinde Altay tutkusu olan bir kişinin kendi kendini gaza vermesiyle başladı bu macera. Belki çok kısa sürecek, belki yıllarca yazılacak buralara.


Önemli olan başlangıcı yapmak.


BÜYÜK ALTAY
Azwraith.