Monday, April 5, 2010

altay: 0 giresunspor:3 (ben bu kadarını izledim)


maçın daha başında özkan'ın şutunu giresunlular çizgiden çıkartırken ne ilk sigaralar içilmiş, ne de çiğdem paketleri açılmıştı. muhteşem bir izmir baharı gecesini daha 2. dakikada renklendirecek gol, kalleş bir cizgiden çıkartılmıştı.. böyle durumlarda insan çizgilerin daha esnek, daha orta sahaya doğru olmasını arzuluyor.. disney çizgi filmlerinde cisimlerin hareket etmesi gibi cizgi de hareket etmeli "naber arslanım golu engelledim sandın ama içerden çıkardın" diye nanik yaparken giresunluya, biz çoktan sevinirdik..

altay saldırıyor, ama giresun da kontradan çıkıyordu.. özkan sert ortalar çakıyor, mehmet orta sahada topu ezmiyor ama şehmus yırtıcı forvetlik göstermediğinden altay golü koklayamiyordu.. sonra sahadaki kırmızılının şovu başladı.. 35. dakika gibi zagor'u tribune gönderen, sonrasinda sıçar pozisyonda kalıp "ofsayt vereyim mi vermeyeyim mi" diye bakınan yan hakem daha kararını vermemişken golu veren bir hüseyin göçek gördük..

devre arasında "sevdim seni bir kere siksinler değişemem" diyecek olan taraftar stadının tribunlerinin altındaki duvarlara işerken yine de bir yandan "60 a kadar kaktırsak bir tane, alırız 3 puani" diye düşünüyordu. amma velakin kılıç arslan'ın dünyanın en leo franco gollerini yiyeceğini kim bilebilirdi ki?

kurtarayım diye yere yattığı topları iki hamlede kurtarmasını beklerken, orada biten giresunlu oyuncular topu ağlara gönderdi ve durumu 50. dakikada 3-0 a getirdiler..

özellikle tribunler artistik hareketlerinden dolayı levent eriş'e giydirirken, altay'ın gol atmaya niyeti falan yoktu. mehmet budak hala defansi geride tutuyor, ne burak ne şehmuz hakemle uğraşmaktan golu düşünemiyordu..

işte bu ahval ve şerait içinde 3 tanesi 1 lira olan lahmacunların kokusu arasinda, izmir gecesine karıştık.. karnımızda yenilen 1 kilo çiğdem'in mutluluğu, aklımızda mağlubiyet varken.. hiç bir şeye üzülmüyorum da, büyük dersanenin orada her malubiyetten sonra "gelen çakıyor giden çakıyor altay'a" diyen taksiciyi tenhada kıstırıp dövemediğime üzülüyorum..

1 comment:

  1. o değil de levent eriş'e alex misali bi su şişesi gelseydi de içim ferahlasaydı :((

    ReplyDelete