Tuesday, November 30, 2010

Kartal 0 - 0 Büyük ALTAY

Bu maç hakkında çok uzun bir değerlendirme yapmıyorum, gelecek haftayla birlikte bütünleştireceğim. Maça geçelim:

İnşaat halindeki bir alışveriş merkezinin ortasına birkaç kilim serilmesiyle oluşturulan bir halı sahayı andıran Kartal İlçe Stadı'nda maç Kartal'lıların protestolarıyla başladı. Bu sayede biz de ilk düdükte 5'ten geriye sayıp bütün Kartal'ı inletebildik.

İlk yarıda Mehmet Şen'e pozisyon yarattık, baktık pek atabilecek gibi değil, ikinci yarı kendisini sol açığa aldık. Ergun sağ kanatta iyi niyetli ve nispeten etkili bir oyun sergiledi ilk yarıda. Cenk Ahmet her zamanki gibi takımın yıldızıydı. İlk yarıda ilginç bir pozisyonu ise kilitlendiğimiz dakikalarda hücuma Ufukhan'ın çıkmasıyla yaşadık. Bir anda atağa dönüştü ama sonuçsuz kaldı. Hah dedim sonunda Ufukhan'la hücum yapıyoruz.

İkinci yarıda Mehmet Şen Kartalspor'un dağılmaya başlamasıyla sol kanatta etkili oldu. Bu arada adının Evren olduğunu tribüncenek sonradan öğrendiğimiz bir simitçi sahaya girip Mehmet Şen'in ortalarına ayağıyla değmeye çalıştı. 3 pozisyonda da başarısız olduktan sonra yediği küfürleri sindiremeyip sağ bekte bir de Semih devesinden bacak arası yedi. Evren bir daha kadroya alınırsa Coşkun Hoca ile ilgili büyük şüphelerim olacak.

Defans göbeğimiz iyiydi, Murat Karakoç ortalamadaydı, takımda alarm veren tek şey golcü eksikliğiydi, ve artık Cenk Ahmet'in sağ açık oynaması gerekliliği bir hayli ortaya çıktı. Adam en azından gol atıyordu.

Neyse, maçtan çıktığımda çok sinirliydim, o sinirle direk buraya yazmak istemedim, foruma yazdım o sebeple. Fakat gidişat kötü değil. Ama gol atmamız gerekiyor malum. Gol atmadan maç kazanamıyoruz. Bu golleri Yasir ile, Evren ile, Mehmet Şen ile atamayacağımız belli oldu sanıyorum.

Dipnot: Murat Hacıoğlu'nda şut çekmekle ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. İkinci yarıda cezasahasına girdiği pozisyonda vursa gol olacaktı, onun yerine Thernand'a son derece kötü bir pas atmayı tercih etti ki attığı pas da kalecinin kucağında yumuşacık bir oyuncak ayı gibiydi.

Saturday, November 27, 2010

14. Hafta: Kartalspor - ALTAY



Maç bugün 13.30'da Kartal İlçe Stadı'nda oynanacak. Maça çıkmamızı beklediğim on bir şöyle: Cenk -- Cenk Ahmet - Ufukhan - Yiğitcan - Murat Karakoç -- Wasswa - Yasir - Murat Hacıoğlu - Ergun -- Thernand - Mehmet Şen

Maça çıkmamızı istediğim on bir şöyle: Cenk -- Özkan - Ufukhan - Yiğitcan - Murat Karakoç -- Cenk Ahmet - Wasswa - Aytaç - Hasan Uğur -- Thernand - Murat Hacıoğlu

Tabii Aytaç'ın kadroya girebileceğinden bile tam olarak emin değilim. Hoca yine Cenk Ahmet'i sağ bekte tercih edecektir diye düşünüyorum. Haberlerde de okuduğumuz kadarıyla kanatta kütük forvet oynatma anlayışına devam edecek sanırım Coşkun Hoca. Hasan Engin sağ bekte de denenebilir diye düşünüyorum.

Şunu kabul etmemiz gerekiyor: Coşkun Hoca'nın elinde oyuna müdahale edebileceği bir oyuncusu yok. Bu nedenle Mersin maçında oyuna sonradan giren isimlerden biri Mehmet Sak idi. Bu hafta Okay'ın olmaması ve Burak'ın devreyi kapatması şüphesiz bizi zorlayacak, ama en azından defansta Ufukhan'ın olması bizi rahatlatan bir etken olacak.

Fuat'ın sözleşmesiyle ilgili durum ne oldu tam emin olmasam da, fesih durumuna gelmişse bu hafta kadroya alınmayacaktır. Bu durumda savunmanın göbeğine yedek olarak tek alternatif Özkan olacağından, Özkan'ı ilk onbir sürmeyi düşüneceğini sanmıyorum. Ama Tayfun-Emrah-Evren-Mehmet Deliorman dörtlüsünden pek bir verim alamayacağını anlamış olmalı diye düşünüyorum. Nitekim Cenk Ahmet sağ açık oynayacaksa ben Emrah'ın sağ bek oynamasına da razıyım. Cenk Ahmet bu sezonun en iyi ismi ve çok formda.

Bu noktadan sonra forvet konusunda konuşmam gerekir ama pek konuşacak bir şey bulamıyorum. 3. sınıf Afrikalı forvetimiz bize istediğimiz şeyi veremedi sezon başından beri. Mehmet Şen Mersin maçında tek golümüzü kaydetmiş olsa da, Mehmet Şen'in futbolcu olduğu konusunda hâlâ şüphelerim var. 2. golü de zaten Mehmet Şen'in kabiliyetsizliği yüzünden yedik, hem de yüzde yüzlük gol pozisyonuna dönüşebilecek bir gol pozisyonundan sonra Yunus'un 0'dan attığı golle. Bence önümüzdeki maç Abdülkadir de oynayabilir, onu izlemiş oluruz.

Şunu da söylemem gerekir: Cenk Tekelioğlu iyi bir kaleci değil. Yunus'un golü gerçekten akıllara zarardı. Cenk üstüne gelen topları tutmak dışında pek bir şey yapmıyor diyebilirim. Bu konuda bana katılmayanlar olacaktır ama son 3 maçtaki pozisyonları zihinlerinde canlandırırlarsa Cenk'in kurtardığı yüzde yüzlük pozisyonların hepsinde şutun üstüne vurulduğunu göreceklerdir.

Sistem olarak oynayabileceğimiz en iyi sistemdeyiz. Orta sahada iki ya da üç pas yaptıktan sonra bindirme yapan beke topu indirip kanatları içeri kaydırıyoruz ve karambolden bir şey çıkmasını umuyoruz. Nitekim bu kadronun pek fazla da alternatifi yok. Murat Hacıoğlu en iyi pasörümüz ama onun da savunmanın arkasına çok iyi top attığı söylenemez. Kaldı ki Burak yokken o topu alıp kaleye götürüp bir şey yapabilecek oyuncumuz da oldukça sınırlı.

Önceki yazıda pas atmayı bilmediğimizi söylemiştim. Kısa paslarda pek bir sıkıntımız yok ama takımın en iyi uzun pas yapan oyuncuları Murat Hacıoğlu ve Yiğitcan. Hantal savunmalar karşısında (yine örnek Mersin maçı) oyuncularımızı zaman zaman rakip savunma arkasına sarkıtabilsek bile istediğimiz toplarla buluşturamıyoruz ve dediğim gibi Murat Hacıoğlu bile o pasları atabilecek kapasitede gibi gözükmedi geçtiğimiz haftalarda.

Durum pek iç açıcı olmasa da bu hafta için tesellimiz büyük: Kartal henüz evinde gol atabilmiş değil, 13 maçta 8 beraberlikleri var. Gol yemediğimiz sürece sıkıntı yaşamayız gibi gözüküyor. Fakat gelecek haftalarda iddiamızı sürdürmemiz için bu maç yine dönüm noktalarından biri.

Ara transfer dönemiyle ilgili ayrı bir yazı yazacak olsam da, bir parantez açıyorum buraya. Yüksel'in dönüşü takıma muhakkak çok şeyler kazandıracaktır, ama Yüksel geçen sezonki performansını bu sezon da sergileyebilecek mi, bu büyük bir soru işareti. Fuat'ın sözleşmesinin feshedilmesi ya da Fuat'ın A2'ye gönderilmesi söz konusu olduğu defansta alternatifsizliğimiz arttı. Bu defans sezon ortasında takviye edilmek zorunda, yoksa yine Yiğitcan sakatlandıktan sonra sefilleri oynarız. Savunma göbeğinde Emrah/Evren gibi çözümlerle Antep Belediye ve Denizli gibi maçlardan sağ çıkabileceğimizi sanmıyorum.

Şimdilik bu kadar, 10 saat sonra sahada görüşmek üzere.

Her zaman her yerde, en Büyük ALTAY

Sunday, November 21, 2010

Geçtiğimiz İki Maç ve Önümüzdeki Maç

Çok kısaca: Giresun maçında iki takım da kötü oynadı, şans golüyle kazandık. Penaltı penaltı değildi, penaltıdan önceki pozisyon penaltıydı ve hakem vermedi. Giresun'lular maç içerisinde fazlasıyla itirazda bulundular, bu nedenle kırmızı kart geç geldi bile diyebiliriz. Hatta Tolga Seyhan'ın atılmaması kendisi açısından büyük bir şanstı.

Mersin İdmanyurdu karşısında daha derli toplu göründük. Karşı kaleyi bayağı sarstığımızı söyleyebilirim ama Kerem İnan'ı geçemedik. Mehmet Şen'in pası gol atmamızı sağlayacakken gol yememize sebep oldu. Pas konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz, oyunu açık tarafa yönlendiremiyoruz ve defans arkasına sarkan oyuncularımızı topla buluşturamıyoruz. Cenk Ahmet yine iyiydi, Yüksel döndükten sonra sağ açıkta Cenk Ahmet Altay için ekstra işler yapacaktır diye düşünüyorum.

Kartal maçında tribünde olacağız. Benim için sezonun ilk deplasmanı. Kartal maçını almamız, devre öncesi moral verecektir. Kartal maçında olası bir puan kaybı, bay geçtiğimiz haftadan da gelecek puan eksikliğiyle moralleri aşağı çekecektir. Ben Kartal maçına bir kırılma noktası gözüyle bakıyorum. Kartal'dan mutlak 3 puanla dönüp devreden önce mutlaka 2 maçlık bir galibiyet serisi yapmalıyız.

Bundan sonra mağlubiyete tahammülümüz yok, en kötü ihtimal beraberlik kabul edilebilir, o da Kartal karşısında kabul edilemez.

"Umudun Adı Sensin"

Thursday, November 11, 2010

Tekrar Yayındayım

Uzun zaman oldu ama işleri yoluna koymamla beraber tekrar yazmaya başlıyorum.

Önümüzdeki Giresun maçından sonra son performans ve gelişmelerle karşınızdayız bakalım.